Merhaba sevgili okurcuğum. Nasılsın? Bahar iyiden iyiye geldi hatta devam ediyor. Üstümde bir mallık, bir uyku hali, bir alerji. Ama keyifli. Ne çok özlemişim baharı. Hiç yaşayamadan, bodoslama yaza girip kavrulurduk. Uzun bir aradan sonra nisan yağmurları (her ne kadar mayıs ilk haftaya da kaymış olsa) geldi.
Beş altı gündür evceğizimden uzak olduğum için yazamadım. (Mobilden de yazabilirim evet ama hımbıllık çöktü bana) İyi de oldu hani zira sağlıklı düşünemeyen bir beynim vardı :) Beni, insanlar delirtti valla. Tabi buraya yazamadığım süreç içinde yine bir mallık silsilesi yaşamadım değil :))) Sonunda eminim ki ben arızalı insanları çekiyorum arkadaş. Güzide iki iş anımı anlatayım. Biri sadece telefon görüşmesi, diğeri de ikinci aşama :))
Hangi ilana başvurmuşum hatırlayamadım ama bir firma aradı. İlanlarında yanlış bir algı oluşturduklarını, aslında bay personel aradıklarını söyledi. Ne nazikler dedim bunu belirtmek için aramışlar. Akabinde telefondaki bey cv'mi pek beğendiğini ve bir iş teklifinde bulunmak istediğini belirtti. Lüks bir sitenin yönetimi ile alakalı imiş iş. Şaşırdım çünkü sitede yönetilecek bir bahçıvan ve bir temizlik personeli varmış :)))) Töbe yarabbim dedim o nasıl bir bahçıvan ve temizlik görevlisidir ki zaptedilemiyor. İki aydir iş ilanlarına bakınca insan kıllanıyor, şüpheleniyor tabi. Zaten anlamadığım bu işi yapmak için kalifikasyonun yüksek düzeyde olmasına gerek yok ki. Telefonu kapattım beni aldı bir gülme. Aklıma Cem Yılmaz'ın aşçı bahçıvana, bahçıvan şöföre, şöför uşağa geyiği geldi. Yani ne mi oldu şimdi? Tabi görüşmeye gitmedim :))) Şimdi gelelim ikinci bombayaaa. Bir telekomünikasyon outsource firması ile görüştüm. Bir kaç ilde merkezleri var ama esas merkez Ankara. Adamlar holding olmuş, Türk telekom ve bir çok kamusal oluşumun işlerini yapıyor. Neyse efendim İzmir ayağındaki operasyon müdürü cv'mi gördü, konuştuk ettik, direkt gelecek kısmına girdi. Satışta fikstir; ürünü alma fikri varsa müşteri soru sorar ve gelecek zamanlar için kullanım/fayda yolunu düşünür. Dedim bu vatandaşlar normal gibi. Evrak listesi verildi, tamamla getir, sonra da arayacağız dendi. Peki dedim. Pazartesi sabah hastaneden sağlık raporu (50TL) ve diğer evrakları tamamladım. Saat 15:00-15:30 sularında teslim için gittiğimde İzmir ayağının ik'sı demez mi evrakları tamamlayın dedik ama getirin demedik, biz sizi arayacağız. Nasıl yani dedim hep operasyon müdüründen, hem de sizden duyduğum bu. Yok dendi alınmadı. Aldı beni bir sinir. Bre insan evladı, evrak tamamla getir demek nedir? İnsan kaynakları nasıl oldun sen, torpille mi? Eve döndüm saat 17:40 sularında beni kayışı koparmış o ik aradı. Bu arada adı da Elvan. Gayet gevşek ve abuk bir kahkaha efektiyle çarşamba sabah 8:30'da evraklarla beklediklerini iletti. Bu arada süreçte ben de Ankara'nın asıl alım kararını veren olduğunu öğrendim ve teyit için beni arasınlar diye tamam dedim. Ertesi gün Ankara merkez'den Hande hanım aradılar (ana insan kaynakları). Kendilerine olanları anlattım ve tabi şunu da ilettim; İşe alım yetkisi olmayan insanlar evraklarınızı tamamlayın diyor ve bir sağlık raporu 50TL. Bakınız iş arayan biri ve kesinliği olmayan bir görüşme ise, bu şekilde insanlara neden lanse ediliyor ya işe alınmazsa o insanlar neden 50TL'lerinden olsunlar? İzmir ayağınızdaki Elvan bunu her adaya neden diyor? Evrakları teslim edin deniyor, ardından teslim alınmıyor. Size nasıl güvenebilirim? İşveren ve işçi görüşmesinde evraklarınızı tamamlayın demek, tamam siz bize-biz size uyduk demek mi ben mi yanlış biliyorum diye de sordum. Hande hanım beni doğruladı. Sanırım Elvan hanım bu durumu yedirememiş, dolaylı yoldan bir arkadaşa benim kendilerini beğenmediğimi iletmişler :)) Kendileri derken yanlış düşünmüş. Firma kaliteli ama İzmir ayağı insan kaynakları acayip amatör, yetki olmayışını hazmedememiş ve yönetim/davranış/konuşma dili eğitimi almamış (ya da tecrübesi yok, etkin/doğru iletişim kurma konusunda sıkıntılı).
Bu iki ayda yalakalık ve basiretsizliğin nasıl iş yaptığını gördüm :) İş bitirici olmayacaksın sevgili okurcuğum. Sonra senin önünde hep bir engel oluyor. İş ve iletişimde başarıdan yoksun fakat yalakalık (biz buna cokcok da deriz) konusunda uzman bir kısım insan evlatlarıyla iletişim kurabilmek zorunda kalıyorsun. Allaha şükür iletişim becerim çok yüksek, bir şekilde iletişiyorum ama iş bu sonuçta boru değil. Günde 8-10 saat ve emekli olasıya kadar seneler seneleeerrr böyle insanlarla geçmiyor :))
Eh artık ben de yatayım malum dizilerim var. Daha Game Of Thrones'cuğumu, Supernatural'cığımı vs izleyeceğim. İyi uykulaaaar <3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder